Amaç Olmadan Asla: IKIGAI
- BusinessKolektif
- 26 Eyl 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 May 2024
Japon kültüründe uzun yıllardır var olmakla birlikte, 1966 yılındaki kitabı ile Meiko Kamiya tarafından yeniden gün yüzüne çıkmış, son dönemlerde ise Hector Garcia ve Francesc Miraillles’in aynı isimli kitabı ile dünya çapında popülerleşmiş bir kavram “IKIGAI”

Sözcük, Japoncada “yaşam, yaşamak” anlamlarında kullanılan “iki” ile “etki, değer, kullanım, fayda” gibi anlamlar içeren “kai” sözcüklerinin birleşmesinden oluşuyor. Yani kısaca “yaşam amacı, ilerleten bir güç, önünüze koyduğunuz bir hedef” gibi anlamlarda kullanılabilir.
Japonya, dünyanın en uzun yaşanan ülkesi. Bunu düzenli beslenme, egzersiz, faydalı rutinler oluşturup takip etme ve tüm bunları dengeli bir ruh-beden bütün içerisinde, bedensel ve duygusal huzuru oluşturacak pratikler oturtarak yapmaya borçlular. Ikigai, bu tür bir felsefeyi özetliyor.

Ikigai, yaşamınızda dört ana eksenin kesişim noktasında tanımlanıyor; bu eksenleri basitçe şu dört soruya verdiğiniz cevaplar ile özetlemek mümkün:
1. Ne yapmayı seviyorsunuz?
2. Ne yapmakta iyisiniz?
3. Ne yaparak para kazanabilirsiniz?
4. Dünyanın neye ihtiyacı var?
Yapmayı en çok sevdiğiniz şey aynı zamanda iyi yaptığınız şey ise; bu sizin TUTKUNUZU oluşturuyor. Sevdiğiniz işi yapmak ve bunu iyi yapmak elbette çok güzel, ancak eğer zaman doğru değilse, ya da dünyanın (içinde bulunduğunuz çevrenin) o anda ihtiyacı olan bir şey yapmıyorsanız bu sizde yaptığınız iş ile ilgili bir doyum ve memnuniyet getirirken, diğer tarafta bir “işe yaramama” hissini beraberliğinde getiriyor.
Size para kazandıran ve iyi yaptığınız bir iş, UZMANLIK ALANINIZ oluyor. Bir uzmanlık edinmek, bu uzmanlıktan para kazanabilmek elbette size rahatlık ve refah sağlıyor, düzenli bir yaşam sürmenize olanak veriyor. Ancak içinde sevgi olmadan yalnızca uzmanlık sürdürmek içinizde bir “boşluk” duyumsamanıza neden olabiliyor.
Sevdiğiniz şey, aynı zamanda dünyanın ihtiyacı olan bir şey ise, bu GÖREV olarak tanımlanıyor. Yardım kuruluşlarında çalışmak, gönüllü işler yapmak gibi, sevdiğiniz ve ihtiyaç olan bir işte bulunmak elbette keyif ve tamamlanmışlık sağlıyor, ancak birçok zaman bu durumun size maddi getirisi yeterli olmadığı için birikim yaratamıyor, huzurunuza kavuşamıyorsunuz.
Dünyanın ihtiyacı olan şey, aynı zamanda size para kazandırıyorsa, bu sizin YETENEĞİNİZ olarak nitelendiriliyor. Zamanın ve konjonktürün gerekliliklerine, dünyanın ihtiyaçlarına uygun bir iş yapıyor, bundan para da kazanıyorsanız içinizde bundan büyük bir heyecan ve hoşnutsuzluk oluşabiliyor; ancak bu kez de hızla değişen dünyaya işinizi sürekli uyumlamak gerekliliği ve değişimlerden doğabilecek belirsizlik veya işin sürekliliğine dair emin olamama halini beraberinde getiriyor.
*******

Bir start-up olarak başarıya ulaşmak, veya yeni kuracağınız herhangi bir işin dilediğiniz noktaya gelip sizi memnun edip etmeyeceğini öngörmek için siz de bu eksenleri sorgulayabilirsiniz.
· Yaptığınız / kuracağınız işi seviyor musunuz? Sevmiyorsanız değiştirebilir ya da sevebileceğiniz bir hale getirebilir misiniz?
· Bu işi iyi yapıyor musunuz? İyi yaptığınız başka bir işe geçebilir ya da yaptığınız işte kendinizi daha iyileştirebilecek neler yapabilirsiniz?
· Yaptığınız / kuracağınız iş para kazandıran bir iş mi? Bu işi daha çok para kazandıracak bir hale nasıl dönüştürebilir, ya da daha çok para kazanabileceğiniz opsiyonları nasıl oluşturabilirsiniz?
· Bu iş dünyada var olan bir ihtiyaca cevap veriyor mu? Ya da zamanın gerekliliklerine uyum sağlayan, bir boşluğu dolduran bir iş mi? Değilse daha güncel hale nasıl getirebilir, veya nasıl dönüştürebilirsiniz?
Bunları sorgulamak, yaşamın diğer her alanı gibi işiniz için de IKIGAI’nizi bulmak, sizi başarıya ve mutluluğa ulaştıracak, işlerinizin sürekliliği ve verimliliğini sağlayacaktır.
Yorumlar